Prof. Dr. Ünal: Batı kendi kurduğu düzeni kendi yıkıyor

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Ünal, Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programına konuk oldu. Programda PKK kongre bildirisinin süreci nasıl etkileyeceği, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 15 Mayıs çağrısı ve Zelenskiy'nin 'şov' girişimi değerlendirildi. Prof. Dr. Ünal, şu mesajları verdi:

‘Parası kalmayan Avrupa el koyduğu Rusya’nın parasını Ukrayna’ya veriyor’

“İngiltere’deki, Almanya’daki rekabet gücünü hızla kaybeden sanayi şirketleri için para bulamıyorsunuz. Ama devamlı Ukrayna’ya para veriyorsunuz. Avrupalılar para da veremez hale geldiler. O yüzden Rusya’nın el koydukları parasından Ukrayna’ya vermeye başladılar. Önceden faizlerinden veriyorlardı, şimdi ana paraya da başladılar. Kendi lehlerine, kendi kurdukları düzeni kendileri yıkıyorlar. Çünkü o düzenin esası güvendi. Güveni ortadan kaldırırsanız o düzen ayakta kalamaz. Mesela siz doları silaha çevirirseniz ve başkalarının rezervlerine el koyarsanız, şimdi bunların aynısını Avrupa ülkeleri de yapıyor. O zaman belli bir noktada dünyadaki hiçbir ülke size güvenerek rezervlerini bu para biriminde tutmaz. Çin de rezervlerindeki dolar payını hızla azaltmış durumda. Bu şu anlama da geliyor; Çin Amerikan Merkez Bankası kağıtlarını ve Amerikan dolarını almadığı zaman Amerika’nın bütün açıkları başına yıkılmış oluyor. Çünkü Amerika borçlanmadan ayakta kalamaz. Ayrıca Çin toplam ihracatında ABD’nin payını da düşürdü.”

‘Rusya ateşkes değil, kalıcı anlaşma istiyor’

“Rusya tarafı bir ateşkes anlaşmasından ziyade Trump’ın ricalarını ve savaşı durdurmak için girişimlerini geri çevirmeden ‘Bu iş bir ateşkes meselesi değil. Bu iş bir anlaşma meselesi’ diyor. ‘Bizim bir anlaşmaya varmamız lazım, ateşkes anlaşmamızın bir parçası olmalı. Yani işi 3. Minsk Anlaşması’na götürmeyiz’ diyor. 3. Minsk Anlaşmalarından kasıtları şu; 2014’ün Güz aylarında Kırım Rusya’ya katılmıştı, Donbass’taki çatışmalarla kendini Cumhuriyet olarak ilan eden yapılar ortaya çıkmıştı. Bu arada Ukrayna tarafı da Odessa’da falan epeyce bir şiddet kullanmıştı. Derken aynı yılın Eylül ayında 1. Minsk Anlaşmaları imzaladı ve o anlaşmalarda Ukrayna tarafı bu Donetsk ve Lugansk’taki Cumhuriyetleri kendi içine nasıl bir Anayasal yapı ile dahil edeceğini ortaya koyacağına dair taahhütlerde bulundu. Bu anlaşma 2015’in ilk aylarında tekrarlandı. Fakat Ukrayna bu anlaşmalara uymadı. Kimse de ‘Bu anlaşmaya neden uymadın?’ demedi. Anlaşmalara imza atan Almanya ve Fransa da dahil olmak üzere bütün Batılı ülkeler Ukrayna’ya silah ve mühimmat yardımında bulundular ve sonuçta Ukrayna bu iki Cumhuriyete karşı büyük ölçüde sivilleri öldürmek şeklinde onlarla sürekli olarak savaş halinde oldu. Sivil yerleşim yerlerini bombalamak suretiyle. Bunu da hatta Ukrayna Devlet Başkanı Poroşenko kayda geçirdi, ‘onları sürekli bombalayacağız’ şeklinde. Bunların sonunda da 2022 yılındaki Rusya’nın Özel Askeri Operasyonu geldi. Dolayısıyla Ruslar bu defa diyorlar ki, ‘3. bir Minsk anlaşmasına izin vermeyiz’ Bu ne demek? Bir ateşkese gideceğiz. Ateşkes uzatılınca o arada Almanya, Fransa ve İngiltere Ukrayna’ya epeyce silah ve mühimmat getirecek, Ukrayna ordusunu yeniden ayakları üzerine kaldırmaya çalışsın, ondan sonra da bir noktada yeniden çatışmalar başlasın. ‘Buna izin vermem’ diyor.

Burada iş şuna gidiyor; Ukrayna resmen buraları kaybettiğini kabul etmeyecek. Ama ‘Buralar benim’ iddiasında da bulunmayacak. Eğer mevcut İngiliz, Alman ve Fransız hükümetleri ‘Biz Ukrayna’yı silahlandırmaya devam edeceğiz’ iddiasını sürdürürlerse orada yine çıngar çıkabilir.

O zaman mesele şu; o zaman nasıl bir anlaşma olacak? Ukrayna buraların Rus toprağı olduğunu kabul edecek mi? Zelenskiy bunu imzalayamıyor. Çünkü bunları imzalarsa etrafındaki Naziler tarafından tasfiye edilebilir. Öte yandan Zelenskiy’nin çıkışı da yok, yani cepheye gönderecek Ukraynalı da bulamıyor.”

‘Bildiriye göre PKK kendini feshetmiyor, Türkiye Cumhuriyeti’ni feshetmeye çalışıyor’

“PKK kendini feshetmiyor, adeta Türkiye Cumhuriyeti devletini feshediyor. Milli Mücadele’yi belki feshetmiyor ama Lozan anlaşmasının kendi açılarından bir felaket olduğunu belirtmiş oluyor. Lozan Anlaşması onların açısından bir felaket ise demek ki Sevr düzenini istiyor. Bir manada Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’e hakaretler ediyor. Bu bildiri üzerinden ‘PKK silah bırakıyor’ demek bana garip geliyor. PKK Türkiye Cumhuriyeti topraklarında zaten başarısız olmuş, askeri herhangi bir kıymeti harbiyesi kalmamış bir terör örgütü.”

‘PKK iflas etmiş bir terör örgütü'

“PKK dediğin terör yapısı bütün Batılı devletlerin desteğini aldı ama Türkiye karşısında askeri olarak sürekli başarısız oldu. Dolayısıyla aslında iflas etmiş bir terör örgütünden bahsediyoruz.

Televizyonları seyredin. ‘Bırakın toprak kaybetmeyi, katbekat fazlasını alarak büyürüz’ diyorlar. Bunun gibi birçok şey uyduruluyor. Türkiye neden küçülsün, neden böyle hastalıklı bir büyüme söz konusu olsun? Türkiye’nin kendi büyüme potansiyeli zaten var ve olacak.”